AKMER'in panelinde "Ümmetin Çıkış Yolu" konuşuldu
Aksa İlim ve Davet Merkezi (AKMER) tarafından düzenlenen "Ümmetin Çıkış Yolu" konulu panel, İstanbul'da Kağıthane Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi.
Aksa İlim ve Davet Merkezi (AKMER) tarafından düzenlenen "Ümmetin Çıkış Yolu" konulu panel, İstanbul'da Kağıthane Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi. Yeni Akit gazetesi yazarı Ahmet Varol'un ve Milat gazetesi yazarı Hamza Er'in konuşmacı olarak katıldığı ve büyük ilgiyle izlenen panelde İslâm ümmetinin şu an içinde bulunduğu durumun genel bir değerlendirmesi yapılarak kurtuluş yolunun nerede aranması gerektiği hakkında fikirler ortaya kondu.
Program, Ahmet Bayındır ve Ensar Çakır'ın Kur'an-ı Kerim'den İslâm ümmetinin özellikleri ve kendisine yüklenen sorumlulukları hakkında hatırlatmaların yer aldığı âyetlerin metin ve meallerini okumalarıyla başladı.
Daha sonra AKMER adına, yönetim kurulu üyesi Faruk Yavuk bir açılış konuşması gerçekleştirdi.
Aksa İlim ve Davet Merkezi AKMER'in faaliyetleriyle ilgili kısa bir bilgi veren Faruk Yavuk, çözülmesi gerektiğine inandığımız, ihtiyacını hissettiğimiz konuların gündeme taşınması derdiyle hareket etmeye çalıştıklarını, dar ve sığ tartışmalardan uzak, Müslümanlara, hatta tüm insanlığa fayda sağlayacak konular üzerinde düşünebilmeyi, düşündürebilmeyi hedeflediklerini söyledi.
İki oturum üzerinden gerçekleşen panelin yöneticiliğini Av. M. Ali Başaran yaptı.
Ümmet Çözümü ve Çıkış Yolunu Kendi Özünde ve Değerlerinde Aramalı
Panelin ilk konuşmasını, İslâm coğrafyasıyla ilgili bilgilendirme çalışmalarıyla tanınan gazeteci yazar Ahmet Varol yaptı. Varol konuşmasında ağırlıklı olarak İslâm ümmetinin içinde bulunduğu durumun, dıştan kaynaklanan sebepleri üzerinde durdu.
Yüce Allah'ın Müslümanların tümünü tek bir ümmet kıldığını ve hepsini "mü'min" kimliğiyle birleştirdiğini, onların da bu kimliğe dayalı birliklerini korudukları sürece izzetlerini de koruduklarını dile getiren Varol, düşmanın güç birliğine vesile olan bu birliklerini bozmak için aykırı tanımlamalarla, isimlendirmelerle bozgunculuğa ve ayrımcılığa neden olduğunu ifade etti.
Adaleti hâkim kılma yükümlülüğü taşıyan bir ümmetin birlik ve dayanışmasını korumasının onun güçlü olması dolayısıyla adaletin de güçlü olması anlamına geldiğini vurgulayan Varol işte bu gücün dağılmasıyla birlikte dünyayı zulüm rejimlerinin kuşattığını, bugün insanlığın bu rejimlerle başının dertte olduğunu dile getirerek kurtuluşun da ümmetin yeniden kendi kimliğine ve bütünlüğüne dönmesinde olduğunu hatırlattı.
Ümmet, Müslümanlar Sorumluluklarını Terk Ettiği İçin Buhran Yaşıyor
İkinci olarak söz alan Aksa İlim ve Davet Merkezi'nin çalışmalarına rehberlik yapan Milat gazetesi yazarı Hamza Er konuşmasında ağırlıklı olarak ümmetin bugün içinde bulunduğu durumun kendi içinden kaynaklanan sebepleri üzerinde durdu.
İslam ümmetine doğru istikameti ve gerçek kurtuluş yolunu Yüce Allah'ın vahiyle bildirdiği Kur'an-ı Kerim'in gösterdiğine dikkat çeken Hamza Er, ümmetin en başta bu kitabı hayatından çıkarmak, onu terk edilmiş, mehcur hale getirmek suretiyle mevcut duruma götüren yola girdiğini vurguladı. Hamza Er konuşmasında Kur'an-ı Kerim'i terk eden, onu raflara kaldıran veya dirilere değil ölülere okunan bir kitap haline getiren ümmetin o kitabın sunduğu kavramlardan, değerlerden ve yöntemlerden de uzaklaştığını, kurtuluşu kendi kavramlarında, değerlerinde ve yöntemlerinde değil başkalarının sunduğu ideolojik sapmalarda, İslâm'a yabancı sistemlerde, kavramlarda ve değerlerde aradığını dile getirdi.
Ümmetin sadece bununla kalmayıp İslâmî kavram ve değerlere de yanlış anlamlar yüklediğine dikkat çeken Er, peygamberlerin hayatlarında asla bir örneğinin bulunmadığı bir tevekkül ve insanın kendi suçlarını Allah'a yüklemesi suretiyle Allah'a iftiraya dönüştürülen bir kader anlayışıyla doğru çizgiden ve istikametten saptığını ifade etti.
Ümmetin yeniden ayağa kalkabilmesi için yitirdiklerini hatırlaması, bozulanları onarması ve din gibi görülen yanlış inanışları terk etmesi gerektiğini söyleyen Hamza Er, Ümmetin çıkışına yönelik tespitlerini şöyle sıraladı:
1- Doğru bir hedef tanımlaması yapılmalıdır.
2- Ümmeti inşa eden Temel kaynağa Kur'an'a dönüş gerçekleşmelidir.
3- Doğru bir hedefe yürürken, meşru, "Rabbani" yöntemlere başvurmak kaçınılmazdır.
4- Ümmeti oluşturan fertlerin Kur'an kaynaklı bir İslami Kimliğe sahip olmaları sağlanmalıdır.
5- Ümmetin fertlerini dava adamlığı bilinciyle yetiştirmek ve Sorumluluk bilincine ulaştırmak öncelenmelidir.
6- Ümmetin mücade sürecinde; vasat, mutedil bir Davet ve yaklaşım usulü oluşturabilmesi gerekmektedir.
7- Ümmetin fertlerinin Tevhid Ahlakını kuşanmaları akideden bağımsız görülmemelidir.
Hamza Er, detaylı şekilde içlerini doldurduğu bu maddelerin son, tartışılmaz bir reçete olmadığını, Müslüman dava adamları tarafından konuşularak zenginleştirilmesi gerektiğini de hatırlattı.
Panelin ikinci oturumunda izleyicilerden gelen sorulara cevap verilerek konunun güncel boyutlarıyla ilgili bazı önemli hususlar hakkında da bilgi verildi.
Aksa İlim ve Davet Merkezi AKMER tarafından yapılan açıklamada konuşmaların tamamının video kaydının internette de yayınlanacağı hatırlatıldı.
Program, Ahmet Bayındır ve Ensar Çakır'ın Kur'an-ı Kerim'den İslâm ümmetinin özellikleri ve kendisine yüklenen sorumlulukları hakkında hatırlatmaların yer aldığı âyetlerin metin ve meallerini okumalarıyla başladı.
Daha sonra AKMER adına, yönetim kurulu üyesi Faruk Yavuk bir açılış konuşması gerçekleştirdi.
Aksa İlim ve Davet Merkezi AKMER'in faaliyetleriyle ilgili kısa bir bilgi veren Faruk Yavuk, çözülmesi gerektiğine inandığımız, ihtiyacını hissettiğimiz konuların gündeme taşınması derdiyle hareket etmeye çalıştıklarını, dar ve sığ tartışmalardan uzak, Müslümanlara, hatta tüm insanlığa fayda sağlayacak konular üzerinde düşünebilmeyi, düşündürebilmeyi hedeflediklerini söyledi.
İki oturum üzerinden gerçekleşen panelin yöneticiliğini Av. M. Ali Başaran yaptı.
Ümmet Çözümü ve Çıkış Yolunu Kendi Özünde ve Değerlerinde Aramalı
Panelin ilk konuşmasını, İslâm coğrafyasıyla ilgili bilgilendirme çalışmalarıyla tanınan gazeteci yazar Ahmet Varol yaptı. Varol konuşmasında ağırlıklı olarak İslâm ümmetinin içinde bulunduğu durumun, dıştan kaynaklanan sebepleri üzerinde durdu.
Yüce Allah'ın Müslümanların tümünü tek bir ümmet kıldığını ve hepsini "mü'min" kimliğiyle birleştirdiğini, onların da bu kimliğe dayalı birliklerini korudukları sürece izzetlerini de koruduklarını dile getiren Varol, düşmanın güç birliğine vesile olan bu birliklerini bozmak için aykırı tanımlamalarla, isimlendirmelerle bozgunculuğa ve ayrımcılığa neden olduğunu ifade etti.
Adaleti hâkim kılma yükümlülüğü taşıyan bir ümmetin birlik ve dayanışmasını korumasının onun güçlü olması dolayısıyla adaletin de güçlü olması anlamına geldiğini vurgulayan Varol işte bu gücün dağılmasıyla birlikte dünyayı zulüm rejimlerinin kuşattığını, bugün insanlığın bu rejimlerle başının dertte olduğunu dile getirerek kurtuluşun da ümmetin yeniden kendi kimliğine ve bütünlüğüne dönmesinde olduğunu hatırlattı.
Ümmet, Müslümanlar Sorumluluklarını Terk Ettiği İçin Buhran Yaşıyor
İkinci olarak söz alan Aksa İlim ve Davet Merkezi'nin çalışmalarına rehberlik yapan Milat gazetesi yazarı Hamza Er konuşmasında ağırlıklı olarak ümmetin bugün içinde bulunduğu durumun kendi içinden kaynaklanan sebepleri üzerinde durdu.
İslam ümmetine doğru istikameti ve gerçek kurtuluş yolunu Yüce Allah'ın vahiyle bildirdiği Kur'an-ı Kerim'in gösterdiğine dikkat çeken Hamza Er, ümmetin en başta bu kitabı hayatından çıkarmak, onu terk edilmiş, mehcur hale getirmek suretiyle mevcut duruma götüren yola girdiğini vurguladı. Hamza Er konuşmasında Kur'an-ı Kerim'i terk eden, onu raflara kaldıran veya dirilere değil ölülere okunan bir kitap haline getiren ümmetin o kitabın sunduğu kavramlardan, değerlerden ve yöntemlerden de uzaklaştığını, kurtuluşu kendi kavramlarında, değerlerinde ve yöntemlerinde değil başkalarının sunduğu ideolojik sapmalarda, İslâm'a yabancı sistemlerde, kavramlarda ve değerlerde aradığını dile getirdi.
Ümmetin sadece bununla kalmayıp İslâmî kavram ve değerlere de yanlış anlamlar yüklediğine dikkat çeken Er, peygamberlerin hayatlarında asla bir örneğinin bulunmadığı bir tevekkül ve insanın kendi suçlarını Allah'a yüklemesi suretiyle Allah'a iftiraya dönüştürülen bir kader anlayışıyla doğru çizgiden ve istikametten saptığını ifade etti.
Ümmetin yeniden ayağa kalkabilmesi için yitirdiklerini hatırlaması, bozulanları onarması ve din gibi görülen yanlış inanışları terk etmesi gerektiğini söyleyen Hamza Er, Ümmetin çıkışına yönelik tespitlerini şöyle sıraladı:
1- Doğru bir hedef tanımlaması yapılmalıdır.
2- Ümmeti inşa eden Temel kaynağa Kur'an'a dönüş gerçekleşmelidir.
3- Doğru bir hedefe yürürken, meşru, "Rabbani" yöntemlere başvurmak kaçınılmazdır.
4- Ümmeti oluşturan fertlerin Kur'an kaynaklı bir İslami Kimliğe sahip olmaları sağlanmalıdır.
5- Ümmetin fertlerini dava adamlığı bilinciyle yetiştirmek ve Sorumluluk bilincine ulaştırmak öncelenmelidir.
6- Ümmetin mücade sürecinde; vasat, mutedil bir Davet ve yaklaşım usulü oluşturabilmesi gerekmektedir.
7- Ümmetin fertlerinin Tevhid Ahlakını kuşanmaları akideden bağımsız görülmemelidir.
Hamza Er, detaylı şekilde içlerini doldurduğu bu maddelerin son, tartışılmaz bir reçete olmadığını, Müslüman dava adamları tarafından konuşularak zenginleştirilmesi gerektiğini de hatırlattı.
Panelin ikinci oturumunda izleyicilerden gelen sorulara cevap verilerek konunun güncel boyutlarıyla ilgili bazı önemli hususlar hakkında da bilgi verildi.
Aksa İlim ve Davet Merkezi AKMER tarafından yapılan açıklamada konuşmaların tamamının video kaydının internette de yayınlanacağı hatırlatıldı.