"Hz. Muhammed(s)'in İnsanlığa Mesajı" paneli gerçekleşti
Kırşehir'de Hz. Muhammed(s)'in İnsanlığa Mesajı konulu panel gerçekleşti. Programın konuşmacıları siyer çalışmaları ile bilinen araştırmacı-yazar Hüseyin Alan ile yazar Hamza Er'di. Paneli İzmir Özgün-Der başkanı Hamza Akdeniz sundu.
Kırşehir'de "Hz. Muhammed(s)'in İnsanlığa Mesajı" konulu panel gerçekleşti. Kırşehir Gençliğin Sesi Radyosunun destek verdiği Programın konuşmacıları siyer çalışmaları ile bilinen araştırmacı-yazar Hüseyin Alan ile Milat Gazetesi yazarı Hamza Er'di. Paneli İzmir Özgün-Der başkanı Hamza Akdeniz sundu.
Oturum başkanı Hamza Akdeniz, Kırşehir'de böyle bir etkinliğin gerçekleşmesinden dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Hz. Peygamber(s)'in getirdiği mesajı hayatlarına yansıtmayanların, hatta siyasi mücadelelerinde onun değerlerine karşı düşmanca mücadele eden unsurların bile kendilerini O'na nisbet etmekten uzak kalamadıklarının altını çizen Akdeniz, PKK uzantısı HDP'nin bu sene Kutlu Doğum etkinliği düzenlemesinin ibretlik olduğunu ifade etti. Müslümanların kalkış noktasının Kur'an ve onun tebliğcisi, öğretmeni olan Hz. Muhammed'e yönelmek olması gerektiği belirten Hamza Akdeniz, müjdecimiz Hz. Muhammed (s)'ın getirdiği mesajın dışındaki tüm anlayışların reddedilmesi gerektiği artık görülmelidir diyerek sözü konuşmacılara bıraktı.
İlk konuşmacı Hüseyin Alan, "bu memlekette uzun zamandır Hz. Peygamber(s) doğru olarak tanınmıyor, bilinmiyor. Çünkü ülkemizde peygambere dair gerçekler anlatılmıyor. Peygamber hayatını bize nakleden siyercilerimiz, mübalağa edilmiş rivayetleri aktarırken aynı zamanda gerçekleri de nakletmektedir. Buna rağmen peygamber hayatını anlatanlar ve yazanlar, mübalağa kısmını aktarmaya devam ediyorlar. Dolayısıyla örnek alıp rehber edineceğimiz peygamber hayatı ortada yoktur. Bu sebeple Tevhid kelimesi ve İslam eksik anlaşılmakta, iman unsurlarıyla toplumsal hayat birbirinden kopartılmaktadır." diyerek konuşmasına başladı.
Kuran bir hidayet kitabıdır diyenler, Kuran'la kendini yenilemeli ve dünya hayatını buna göre düzenlemelidir vurgusunu yapan Hüseyin Alan, "öldükten sonra yeniden dirileceğine inanan bir insan, dünya hayatını iman unsurlarına göre tanzim eder, doğru yola girer. Doğru yol, sapıkların ve gazaba uğrayanların yolu olmayan yoldur. Dolayısıyla Yahudilerin, Hıristiyanların, ateistlerin, putperestlerin sözleri de, yolları da bizi ilgilendirmiyor." dedi.
Hüseyin Alan özetle şunları söyledi:
"Hayvanlar ve bitkiler ruhu olmayan varlıklardır. Geldikleri gibi yaşar ve giderler. İnsanlar ruh taşıyan varlıklardır. Ruhu olan varlıklar, Adem Babamızın zürriyetinden yaratıldılar ve Rabbimiz Allah’tır diye akit yaptılar. Dünyaya gelenler, o sözleri nedeniyle imtihan edilmek için sırasıyla dünyaya gelenlerdir. Dünya hayatında da Rabbimiz Allah diyenler, sözlerini tutanlardır. Yani iman unsurlarıyla toplumsal hayatını bütünleştirenlerdir. Toplumsal alandaki iktisadi, ticari, siyasi, mesleki, sanat vs hayatlarını da Allah’a göre yaşayanlardır. Diğerleri bitkiler ve hayvanlar gibi gelip gidenlerdir.
Oysa bizim memlekette İslam, sadece kalpte, gönülde ve zihindedir. Kişisel inanç, bireysel tercih olarak anlaşılmakta, özel alanı ifade etmektedir. Toplumsal hayatta ise semboller, efsaneler ve ritüellerle yaşanmaktadır. Bu doğru değildir. Hidayet kitabı olan Kuran böyle bir din anlatmıyor. Doğru olanı öğreneceğimiz Hz. Peygamberin bize rehberlik ettiği, örneklik ettiği hayatı ise gerçeğiyle bilinmiyor."
Ahirette ebedi huzura ve mutluluğa kavuşmak istiyorsak, Kuran’ı doğru anlamak istiyorsak doğru peygamber hayatını bilmeye ihtiyacımızın olduğunun altını çizen Hüseyin Alan, bu vesileyle özette olsa burada bu konunun konuşulmasının heyecan verdiğini belirterek sözlerini sonlandırdı.
Daha sonra söz alan Hamza Er; konuşmasına Kutlu doğum etkinliklerinin Peygamberimizin vefatından 700 sene sonra icad edildiğini ifade ederek başladı. Hamza Er, "Kendisine tabi olmakla kurtuluşa ereceğimiz Hz. Muhammed(s)’in yılda bir hafta, o da yanlışlar içerisinde konuşulması cesaret isteyen bir cehalettir " dedi.
Konusu Peygamber olan etkinliklerde Peygamberimizin nasıl doğru şekilde anlatılacağının ortaya konması gerektiğine işaret eden Er, “Andolsun, sizin için, Allah'ı ve ahiret gününü umanlar ve Allah'ı çokça zikredenler için Allah'ın Resûlü'nde güzel bir örnek vardır.” (33/Ahzab 21) ayeti gereği ihmal ettiğimiz kulluk görevlerinin hatırlanmasına, Resulün ve yaşattığı güzel örnekliğin tekrar aramızda, içimizde teşekkül ettirilmesine katkı sağlayacak sözler sarf edilmesine çalışmalıyız dedi.
Peygamberlerin toplumları tarafından örnek alınması gereken öğretmenler olduğunu söyleyen Er, "Bu anma merasimlerini ağıtlar yakarak, hiçbir zaman gerçekleşmeyecek bir dua olan "neredesin, seni bekliyoruz" gibi yakarışlarla geçireceğimize, açmış olduğu aydınlık çağın yolcusu, bildirmiş olduğu tevhidi davanın neferi, kurmuş olduğu adalet ve hak düzeninin takipçisi olabilmeyi başardık mı, bunu sorgulamamız gerekir." dedi.
Çocuklarımızın ve gençlerimizin, sadece Peygamberimizi örnek alarak yetiştirilmesinin ön plana çıkartılması gerektiğini söyleyen Hamza Er, günümüzde Peygamberimizin yolunu takip eden önderleri doğru bir şekilde belirlememiz gerektiği hatırlatarak şunları söyledi: "Geçici bir makama, bir avuç dolara, şöhrete karşılık imanlarını satanların peygamber varisi olmadıkları çok aşikardır. Yine bizler bu gün vesilesiyle, "Sizden hiçbir ücret istemiyorum yeter ki tevhid davetine icabet edin, kendinizi, yakıtı insanlar olan ateşten koruyun" diyen bir peygamberin bu karşılıksız tebliğ vazifesini görmezlikten gelerek, para karşılığı insanlara ilmini sunanları, satanları, hak eleğinden elemeli ve önderler diye peşlerinden gitmemeliyiz.”
Kur’an’da Peygamberimizin bizim için ne ifade ettiğine yönelik açık ayetlerin bulunduğunu söyleyen Hamza Er bu özellikleri şöyle sıraladı:
- Peygamberler insanları doğru yola sevk eden mesajın davetçileridir.
- Peygamberler, Tağuta kulluktan kaçındırmak, sadece Allah’a kulluk yapmaya insanları davet etmek üzere gönderilmişlerdir.
- Peygamberler, insanlık için önder ve öncü şahsiyetlerdir.
- Peygamberler, kendilerine itaatin Allah’a itaatle eş olduğu elçilerdir.
- Peygamber’in yoluna, O’nun getirdiği İslami ilkelere uymamak dünyada ve ahirette ceza gerektirir.
- Peygamberler beşerdir ve insanlar için örneklik teşkil ederler
- Peygamberler insanlar üzerinde şahittir.
Konuşmasının bu bölümünde “ortada, adil ve hakkı söyleyen, ispat eden, model olan, kendisine tabi olunan kimse” anlamına gelen Şahitlik kavramının önemine değinen Er, “tarih boyu olduğu gibi bugünde Peygamberin örneklik-Şahitlik yönü perdelenmek istenmektedir, aşırı yüceltme ve etkisizleştirme yaklaşımları ile Peygamber’in(s) örneklik- şahitlik yönü imkânsız veya gereksiz hale getirilmektedir” dedi.
Terinin kokusu, alnındaki nuru, mührü, doğduğu döneme ait olağanüstü hadiselerin uzun uzun anlatılmasının ve kulluğumuza yönelik karşılığı olmayan rivayetlerle yüceltilmesinin arkasında, O’nu takip edilemez, örnek alınamaz hale getirmek yattığını söyleyen Hamza Er, ayrıca postacı konumuna getirerek mesajı aktarmakla görevi bitmiştir yaklaşımıyla da takip etmek gereksiz halin amaçlanmakta olduğunu söyledi.
Peygamberimizin mesajının perdelenmesini amaçlayanların O’nu bir motif haline getirmeye çalıştıklarına değinen Er, ideal örneklikten uzak bir yaşam içinde olanların, ideal örnekliği takip edecek iman, kararlılık ve ahlaka sahip olmayanların, bu ideal örnekliğe hazır bir yüreği taşımayanların Peygamberimizin (s) şahitlik yönünü perdelediklerinin altını çizdi.
Hamza Er, bu şahidlik yönünü gündeme getirmeyenlerin özelliklerini ise şu şekilde sıraladı:
- İmanını az bir pahaya değişenler
- Zalimlerle barışık, dost yaşayanlar
- Ahlaki zaafları olanlar
- Faizi meşru görenler
- Aile ilişkilerinde zorba, zalim olanlar
- Cihad’tan kaçınanlar
- Ehil olmayan idareciler
- Merhamet ve öfkesini yanlış kullananlar
- İşçisine, Fakirlere kötü davrananlar
- Kibirli ve Müsrifler
- Mal yığanlar
- İslam düşmanlarıyla yanlış diyaloglar kuranlar
- Kör bir şiddete ve imha edici bakışa sahip, kendini İslam'a nisbet eden usulsüz oluşumlar
Peygamberin hayatın her alanındaki örnekliğini çeşitli kılıflarla ihmal edenlerin mahşer gününde “keşke peygamberle birlikte bir yol tutsaydık” pişmanlığını yaşayacağını söyleyen Hamza Er, bu sebeple sorumluluklarımızın dünya menfaati, geçici bir makam, rütbe, mal, para gibi getirilere karşı terk edilemeyeceğini hatırlatarak sözlerine son verdi.
Program, izleyenlerin soru ve katkılarıyla zengin bir hal alarak sonlandı.
Oturum başkanı Hamza Akdeniz, Kırşehir'de böyle bir etkinliğin gerçekleşmesinden dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Hz. Peygamber(s)'in getirdiği mesajı hayatlarına yansıtmayanların, hatta siyasi mücadelelerinde onun değerlerine karşı düşmanca mücadele eden unsurların bile kendilerini O'na nisbet etmekten uzak kalamadıklarının altını çizen Akdeniz, PKK uzantısı HDP'nin bu sene Kutlu Doğum etkinliği düzenlemesinin ibretlik olduğunu ifade etti. Müslümanların kalkış noktasının Kur'an ve onun tebliğcisi, öğretmeni olan Hz. Muhammed'e yönelmek olması gerektiği belirten Hamza Akdeniz, müjdecimiz Hz. Muhammed (s)'ın getirdiği mesajın dışındaki tüm anlayışların reddedilmesi gerektiği artık görülmelidir diyerek sözü konuşmacılara bıraktı.
İlk konuşmacı Hüseyin Alan, "bu memlekette uzun zamandır Hz. Peygamber(s) doğru olarak tanınmıyor, bilinmiyor. Çünkü ülkemizde peygambere dair gerçekler anlatılmıyor. Peygamber hayatını bize nakleden siyercilerimiz, mübalağa edilmiş rivayetleri aktarırken aynı zamanda gerçekleri de nakletmektedir. Buna rağmen peygamber hayatını anlatanlar ve yazanlar, mübalağa kısmını aktarmaya devam ediyorlar. Dolayısıyla örnek alıp rehber edineceğimiz peygamber hayatı ortada yoktur. Bu sebeple Tevhid kelimesi ve İslam eksik anlaşılmakta, iman unsurlarıyla toplumsal hayat birbirinden kopartılmaktadır." diyerek konuşmasına başladı.
Kuran bir hidayet kitabıdır diyenler, Kuran'la kendini yenilemeli ve dünya hayatını buna göre düzenlemelidir vurgusunu yapan Hüseyin Alan, "öldükten sonra yeniden dirileceğine inanan bir insan, dünya hayatını iman unsurlarına göre tanzim eder, doğru yola girer. Doğru yol, sapıkların ve gazaba uğrayanların yolu olmayan yoldur. Dolayısıyla Yahudilerin, Hıristiyanların, ateistlerin, putperestlerin sözleri de, yolları da bizi ilgilendirmiyor." dedi.
Hüseyin Alan özetle şunları söyledi:
"Hayvanlar ve bitkiler ruhu olmayan varlıklardır. Geldikleri gibi yaşar ve giderler. İnsanlar ruh taşıyan varlıklardır. Ruhu olan varlıklar, Adem Babamızın zürriyetinden yaratıldılar ve Rabbimiz Allah’tır diye akit yaptılar. Dünyaya gelenler, o sözleri nedeniyle imtihan edilmek için sırasıyla dünyaya gelenlerdir. Dünya hayatında da Rabbimiz Allah diyenler, sözlerini tutanlardır. Yani iman unsurlarıyla toplumsal hayatını bütünleştirenlerdir. Toplumsal alandaki iktisadi, ticari, siyasi, mesleki, sanat vs hayatlarını da Allah’a göre yaşayanlardır. Diğerleri bitkiler ve hayvanlar gibi gelip gidenlerdir.
Oysa bizim memlekette İslam, sadece kalpte, gönülde ve zihindedir. Kişisel inanç, bireysel tercih olarak anlaşılmakta, özel alanı ifade etmektedir. Toplumsal hayatta ise semboller, efsaneler ve ritüellerle yaşanmaktadır. Bu doğru değildir. Hidayet kitabı olan Kuran böyle bir din anlatmıyor. Doğru olanı öğreneceğimiz Hz. Peygamberin bize rehberlik ettiği, örneklik ettiği hayatı ise gerçeğiyle bilinmiyor."
Ahirette ebedi huzura ve mutluluğa kavuşmak istiyorsak, Kuran’ı doğru anlamak istiyorsak doğru peygamber hayatını bilmeye ihtiyacımızın olduğunun altını çizen Hüseyin Alan, bu vesileyle özette olsa burada bu konunun konuşulmasının heyecan verdiğini belirterek sözlerini sonlandırdı.
Daha sonra söz alan Hamza Er; konuşmasına Kutlu doğum etkinliklerinin Peygamberimizin vefatından 700 sene sonra icad edildiğini ifade ederek başladı. Hamza Er, "Kendisine tabi olmakla kurtuluşa ereceğimiz Hz. Muhammed(s)’in yılda bir hafta, o da yanlışlar içerisinde konuşulması cesaret isteyen bir cehalettir " dedi.
Konusu Peygamber olan etkinliklerde Peygamberimizin nasıl doğru şekilde anlatılacağının ortaya konması gerektiğine işaret eden Er, “Andolsun, sizin için, Allah'ı ve ahiret gününü umanlar ve Allah'ı çokça zikredenler için Allah'ın Resûlü'nde güzel bir örnek vardır.” (33/Ahzab 21) ayeti gereği ihmal ettiğimiz kulluk görevlerinin hatırlanmasına, Resulün ve yaşattığı güzel örnekliğin tekrar aramızda, içimizde teşekkül ettirilmesine katkı sağlayacak sözler sarf edilmesine çalışmalıyız dedi.
Peygamberlerin toplumları tarafından örnek alınması gereken öğretmenler olduğunu söyleyen Er, "Bu anma merasimlerini ağıtlar yakarak, hiçbir zaman gerçekleşmeyecek bir dua olan "neredesin, seni bekliyoruz" gibi yakarışlarla geçireceğimize, açmış olduğu aydınlık çağın yolcusu, bildirmiş olduğu tevhidi davanın neferi, kurmuş olduğu adalet ve hak düzeninin takipçisi olabilmeyi başardık mı, bunu sorgulamamız gerekir." dedi.
Çocuklarımızın ve gençlerimizin, sadece Peygamberimizi örnek alarak yetiştirilmesinin ön plana çıkartılması gerektiğini söyleyen Hamza Er, günümüzde Peygamberimizin yolunu takip eden önderleri doğru bir şekilde belirlememiz gerektiği hatırlatarak şunları söyledi: "Geçici bir makama, bir avuç dolara, şöhrete karşılık imanlarını satanların peygamber varisi olmadıkları çok aşikardır. Yine bizler bu gün vesilesiyle, "Sizden hiçbir ücret istemiyorum yeter ki tevhid davetine icabet edin, kendinizi, yakıtı insanlar olan ateşten koruyun" diyen bir peygamberin bu karşılıksız tebliğ vazifesini görmezlikten gelerek, para karşılığı insanlara ilmini sunanları, satanları, hak eleğinden elemeli ve önderler diye peşlerinden gitmemeliyiz.”
Kur’an’da Peygamberimizin bizim için ne ifade ettiğine yönelik açık ayetlerin bulunduğunu söyleyen Hamza Er bu özellikleri şöyle sıraladı:
- Peygamberler insanları doğru yola sevk eden mesajın davetçileridir.
- Peygamberler, Tağuta kulluktan kaçındırmak, sadece Allah’a kulluk yapmaya insanları davet etmek üzere gönderilmişlerdir.
- Peygamberler, insanlık için önder ve öncü şahsiyetlerdir.
- Peygamberler, kendilerine itaatin Allah’a itaatle eş olduğu elçilerdir.
- Peygamber’in yoluna, O’nun getirdiği İslami ilkelere uymamak dünyada ve ahirette ceza gerektirir.
- Peygamberler beşerdir ve insanlar için örneklik teşkil ederler
- Peygamberler insanlar üzerinde şahittir.
Konuşmasının bu bölümünde “ortada, adil ve hakkı söyleyen, ispat eden, model olan, kendisine tabi olunan kimse” anlamına gelen Şahitlik kavramının önemine değinen Er, “tarih boyu olduğu gibi bugünde Peygamberin örneklik-Şahitlik yönü perdelenmek istenmektedir, aşırı yüceltme ve etkisizleştirme yaklaşımları ile Peygamber’in(s) örneklik- şahitlik yönü imkânsız veya gereksiz hale getirilmektedir” dedi.
Terinin kokusu, alnındaki nuru, mührü, doğduğu döneme ait olağanüstü hadiselerin uzun uzun anlatılmasının ve kulluğumuza yönelik karşılığı olmayan rivayetlerle yüceltilmesinin arkasında, O’nu takip edilemez, örnek alınamaz hale getirmek yattığını söyleyen Hamza Er, ayrıca postacı konumuna getirerek mesajı aktarmakla görevi bitmiştir yaklaşımıyla da takip etmek gereksiz halin amaçlanmakta olduğunu söyledi.
Peygamberimizin mesajının perdelenmesini amaçlayanların O’nu bir motif haline getirmeye çalıştıklarına değinen Er, ideal örneklikten uzak bir yaşam içinde olanların, ideal örnekliği takip edecek iman, kararlılık ve ahlaka sahip olmayanların, bu ideal örnekliğe hazır bir yüreği taşımayanların Peygamberimizin (s) şahitlik yönünü perdelediklerinin altını çizdi.
Hamza Er, bu şahidlik yönünü gündeme getirmeyenlerin özelliklerini ise şu şekilde sıraladı:
- İmanını az bir pahaya değişenler
- Zalimlerle barışık, dost yaşayanlar
- Ahlaki zaafları olanlar
- Faizi meşru görenler
- Aile ilişkilerinde zorba, zalim olanlar
- Cihad’tan kaçınanlar
- Ehil olmayan idareciler
- Merhamet ve öfkesini yanlış kullananlar
- İşçisine, Fakirlere kötü davrananlar
- Kibirli ve Müsrifler
- Mal yığanlar
- İslam düşmanlarıyla yanlış diyaloglar kuranlar
- Kör bir şiddete ve imha edici bakışa sahip, kendini İslam'a nisbet eden usulsüz oluşumlar
Peygamberin hayatın her alanındaki örnekliğini çeşitli kılıflarla ihmal edenlerin mahşer gününde “keşke peygamberle birlikte bir yol tutsaydık” pişmanlığını yaşayacağını söyleyen Hamza Er, bu sebeple sorumluluklarımızın dünya menfaati, geçici bir makam, rütbe, mal, para gibi getirilere karşı terk edilemeyeceğini hatırlatarak sözlerine son verdi.
Program, izleyenlerin soru ve katkılarıyla zengin bir hal alarak sonlandı.