3. Değerlendirme Toplantımız Gerçekleşti
Aksa İlim ve Davet Merkezi AKMER'in 3. Tanışma ve Değerlendirme Toplantısı İstanbul'da gerçekleşti. İlim ve davet halkalarının mensuplarına yönelik tertip edilen program ilgiyle takip edildi.
Aksa İlim ve Davet Merkezi AKMER'in 3. Tanışma ve Değerlendirme Toplantısı İstanbul’da gerçekleşti. İlim ve davet halkalarının mensupları ve istişare halinde bulunulan çalışma temsilcilerinin katıldığı program zengin bir içeriğe sahipti.
Yoğun ilginin olduğu programda, Bangladeş yönetimi tarafından idam edilen Cemaat-i İslami'nin liderliğini yapan Motiur Rahman Nizami’nin şehadeti tebrik edilerek vasiyetindeki vurgular gündeme getirildi.
Sunuculuğunu Bülent Kılıç’ın yaptığı program, Kur’an’ı Kerim’den Rabbimizin ayetlerinin okuması ve okunan ayetlerin mealinin aktarılması ile başladı. Program’da Kur'an'ı Kerim'i Erkam Bekki okudu.
Programın açılış konuşmasını Aksa İlim ve Davet Merkezi AKMER yönetimi adına Ahmet Uslu gerçekleştirdi.
Ahmet Uslu konuşmasında şunları söyledi:
“8 yıl önce tohumları ekilen çalışmamız, 2010 yılının Haziran ayında kurumsallaşma sürecinin ilk adımlarını atmış, Toplumsal Dönüşümün Gerçekleşeceği İlim ve Davet Merkezlerinin sorumlu fertlerini yetiştirmeyi kendi görev bilmişti…
Bu sevda ve bu heyecanla yürütülen ilmi çabalar, her biri SORUMLU, FEDAKAR, SADIK, CÖMERT, GÜZEL AHLAKLI ve ALİM bireylerin yetişebileceği bir zemini inşa edebilmek üzere gerçekleştirildi.
Böyle yüce bir hedefe ulaşıldığını, tam anlamıyla başarı elde edildiğini iddia etmiyoruz; lakin geldiğimiz noktayı da küçümsemiyor ve asla önemsiz görmüyoruz. Çünkü tek bir insanın kurtuluşunun bütün insanlığı kurtarmak gibi olduğunu bizlere öğreten bir Peygamberin ümmetiyiz."
Aksa İlim ve Davet Merkezi olarak bu yüreklere ulaşabilme mücadelesini yoldaki işaretçilerimizden öğrendik diyen Ahmet Uslu, Örnek bir Kur’an Nesli ideali, Asım’ın Nesli sevdasının AKMER gönüllülerinin yürüyüşünde belirleyici olduğunu ifade etti..
Konuşmasında, Bangladeş zalim yönetimi tarafından idam edilen, inşallah şehid olan Rahman Nizaminin vasiyetindeki sözlere de değinen Ahmet Uslu, bu vasiyetteki “Her zaman batılın, zulmün ve haksızlığın karşısında ilmi mücadeleye devam edeceksiniz. Bir mümin asla Allah'tan ümidini kesmez. Hayatınızın sonuna kadar Allah yolunda bir gaye ile görevinizi sürdüreceksiniz.” İfadeleri, durduğumuz yeri, bulunduğumuz hattı korumanın ne kadar önemli olduğunu bizlere göstermiştir dedi.
Ahmet Uslu son 1 yıllık faaliyetlerle ilgili de bilgi verdi:
AKMER çalışmalarının temelini ilim ve davet programlarının oluşturduğunu söyleyen Uslu, Allah’a karşı sorumluluklarının farkına varmış, imani değerlerine bağlı, güzel ahlak sahibi, vasat ve dengeli bireylerin, ancak gelecek adına umut olabileceğinin farkında olarak ilim ve davet merkezlerindeki ilmi çabalara ağırlık verdiklerini belirtti.
Kur’an’ın doğru anlaşılması ve hayatımızda ki etkisinin arttırılması endişesiyle halka açık bir şekilde Tefsir Derslerinin düzenlendiğini hatırlatan Uslu, ayrıca, her bir çalışma bölgesinde, Hz.Peygamber(sas.)’in örnekliğinin doğru bir şekilde anlaşılmasına dönük siyer derslerinin yapılmakta olduğunu vurguladı.
Ahmet Uslu AKMER faaliyetlerini şu cümlelerle özetledi:
“Bu dinin, çağın her döneminde, yeryüzünün tüm coğrafyasında âlimler, Sıddıklar, yiğitler, cömertler, şahidler ve şehidler çıkarabildiğinin aktarımını önemli gördüğümüzden, “Yakın Çağımızda İz Bırakanlar” üst başlığıyla aylık konferanslar tertip ettik. Bu programlarla, Libya, Mısır, Pakistan, Bosna, Amerika ve bölgemizden seçkin şahsiyetlerin hayatlarını öğrenebilme imkânına sahip olduk.
Geçtiğimiz dönemle birlikte Yaz Okulu ve Ev Okulu projelerini uygulamaya geçirdik. Fesad kokan bir çağda, evlatlarımızı, çocuklarımızı doğru yetiştirebilmenin derdini taşıyan siz değerli anne ve babaların bizlere verdiği destek, bu konudaki cesaretimizi arttırdı. Çocuklarımız için attığımız bu adım, hamd olsun ki Rabbimizin yardımıyla pek çok bereketler doğurdu. İnşallah, yeni dönemle birlikte, hafta içi 5 gün, 4-6 yaş okul öncesi çocuklarımızın öğrenimine dönük faaliyet verecek yeni ilim yuvamızın açılışını da gerçekleştireceğiz.
Paylaşmanın önemini biliyor ve onun gerekliliğine inanıyoruz. Bu paylaşımı, en yakınlarımızdan başlayarak yürütmemiz gerektiğinin de farkındayız. Bu sebeple çeşitli dönem ve vesilelerle yakın çevremizden başlayarak hayır yolunda paylaşma ahlakının gereğini yerine getirmeye çalıştık. Çevremiz, komşularımızla başlayan bu bölüşümü, şiddetin mağduru olarak kendi bölgelerinde muhacir hale gelen “Sur-Diyarbakır” halkı içinde göstermeye çalıştık.
Ümmet bilincimiz gereği, savaşın mağduru olan Suriyeli kardeşlerimize, Siyonist israil’in kuşatmasıyla yıllardır ambargo altında bulunan Gazzeli kardeşlerimize, son depremle büyük bir imtihandan geçen Pakistanlı-Afganistanlı kardeşlerimize elimizi uzattık ve sizlerin ellerini onlarla buluşturduk.”
Ahmet Uslu konuşmasını,“Bizler; Rabbimize, önümüzü açtığı, yolumuzu aydınlattığı için hamd ediyoruz. Ve O’ndan daima, yardımını hak edecek bir inancı, duruşu, ahlakı taşıyabilmemiz için, sabır ve kararlılık niyaz ediyoruz.” duasıyla sonlandırdı.
Ahmet Uslu’nun konuşmasının ardından yeni faaliyet geçen AKMER TV. Projesi ile ilgili Mete Açıkgöz kısa bir bilgilendirme sunumu gerçekleştirdi.
AKMER’in son 1 yıllık faaliyetlerinin yer aldığı Sinevizyon gösterisiyle devam eden programda daha sonra, İstanbul Ferahevler’de hizmet veren Ferah-Der’in çalışmalarına öncülük eden Zekeriya Çelik hoca bir konuşma gerçekleştirdi.
Allah yolunda iyiliği emreden kötülükten sakındıran toplulukların seçilmiş birer topluluk olduğunu söyleyen Zekeriya Çelik, “Allah'ın bize ihtiyacı yoktur, bizim Allah'a ihtiyacımız vardır. Bu dinin bize ihtiyacı yok, bizim bu dine ihtiyacımız vardır. Bu dine giren izzet kazanır, bu din bizimle izzet kazanmaz”sözleriyle dinleyenleri düşünmeye davet etti.
Zekeriya Çelik, Maide suresi 54. Ayeti üzerinden devam ettirdiği konuşmasında, “eğer siz bu imanın kıymetini bilmez, görevlerinizi ihmal ederseniz, şımarırsanız Allah sizi gönderir ve örnek bir topluluk yaratmasını bilir. Şu an buradaysak bu bir nimettir, seçilmişliğimizin bir göstergesidir. Lütfen kıymetini bilelim. Eğer kıymet bilmezsek Allah bizi çekip alır ve yeni bir topluluk yaratır ki O topluluk, Allah'ı sever, Allah'da Onları sever. Onlar kendi aralarında merhametlidir. Bütün Müslümanlara karşı merhametlidir, naziktir. Tüm Müslümanları kucaklamayı tercih ederler. Ama zalimlere karşı izzetli ve şerefli bir duruşu tercih ederler. Allah yolunda cihad eder, koşar, koştururlar. Onlar kınayıcının kınamasından korkmazlar. Elalem ne der diye düşünmezler. Gözlerini Allah'a dikmiş işlerini yerine getirmeye odaklanmışlardır. Bu Allah'ın bu lütfudur.” dedi.
Çelik konuşmasına “Kaç kişiyiz diye düşünmeyin. Bu nimetin tadına varın. Allah adına ihmallerin olduğu bir ortamda vererek yükselmenin kıymetini edinin. İşleri, yükü tek omuza yaslamayın. Yük ne kadar omuzlara bölüşülürse o kadar kolay taşınır. Asla bir kaç kişiye devredilemez devredilmemelidir.” cümleleriyle son verdi.
AKMER ev okulu öğrencilerinin düşündürücü mesajlar içeren gösterilerinin ardından Aksa İlim ve Davet Merkezi AKMER’in çalışmalarına rehberlik yapan yazar Hamza Er, bir konuşma gerçekleştirdi.
“Bizleri biraraya getiren, bizleri kardeş kılan, bizleri omuz omuza kendi yolunda hayırlı, Salih ameller yapmak için toplayan, çaresizlikler içerisinden, bilinmezliklerin girdabında boğulmuş insanların arasından bizleri seçip çıkartan, sorumluluk şuuru veren, dava bilinci ile bizleri şereflendiren Allah’a Hamd olsun”sözleriyle konuşmasına başlayan Hamza Er, ağıtlar yakmak, içerisinde bulunduğumuz halden yakınmak için buraya çıkmadığını, karşı karşıya kaldığımız zor koşullardan şikayet edip, sitem edici cümleler de sarf etmeyeceğini ifade etti.
Sürekli, ölüm, işkence ve yozlaşma tablolarını ortaya döküp, kimilerinin gözünü yaşlandırıp kimilerini de tepkisel davranışlara itecek bir hale getirmeye de niyetinin olmadığını söyleyen Hamza Er, asıl konuşulması gerekenin kendi imtihanını yaşayan bizlerin böyle bir zeminde nasıl bir tavrın içerisinde bulunmamız gerektiğini sorgulamak olduğunu belirtti.
Peşinci insanın uzun soluklu mücadele çabalardan kaçındığını, 5-10- 20 yıl sonra ürünlerini anca alabilecekleri sağlıklı bir çalışma, hareket için adım atmadıklarını vurgulayan Er, “böylece ya güç ve iktidar sahibi olanların kontrolüne girerek, onlara yakın olarak kısa sürede bir şeyler elde edebileceği vehmine kapılanlar ya da bir düğmeye basıp patlamakla cennete girmek gibi algı yanılmaları yaşayanlar ortaya çıkıyor” dedi.
Bu sürecin böyle akıp gitmemesi gerektiğinin altını çizen Hamza Er, ateşli silahların verdiği zayiattan daha fazlasını –bilinç-düşünce-tavır-eylem—yanılgıları yaşayarak, işlevsizleştirilerek vermekte olunduğunu söyledi.
Hamza Er daha sonra konuşmasında şunları söyledi;“Tevhid inancına tam bağlı, ilkelerinden asla sapmayan, batılın çirkefliğine karşı (elbisesini) kimliğini, namusunu temiz tutan, izzetli ve bir o kadar merhametli, insanlığın bulunduğu hal için dertlenen, hüzünlenen, onlar bilmiyorlar hassasiyeti gösteren, düşmanla karşılaştığında ise izzetli ve güçlü olan Bir Neslin inşası için çalışmalıyız. Büyük devletlerde yaşanmayanları, yaşanamayanları halkamızda, halkalarımızda başarabilmeliyiz. İnsanların imrenerek baktığı, içine dahil olmayı arzuladığı örnek bir Müslüman topluluk olabilmeyi başarmalıyız. İşte biz bunun için yola çıktık.”
Akidesi Tevhid olan, ibadetlere düşkün olan, ahlakı yüce olan bir medeniyetin inşası için var olduklarını söyleyen Hamza Er konuşmasını şu vurgularla sonlandırdı;İddiamız büyük, o zaman zorluklar anında dağılmayacak, şikayet etmeyecek ve terk etmeyeceğiz. Dağ gibi yaslanacak, sahip çıkacak fertler, eşler olacağız… Hayatı – Allahı-Ahireti ciddiye alacağız. Ağız, mide, şehvet, hırs tutkuları üzerine bina edilecek bir ömrün peşine düşmeyeceğiz.Cömert olup, İkram edeceğiz, hediyeleşeceğiz. Kardeşlerimizin farklı yetenekleri, özellik ve kabiliyetlerinin birer rahmet olduğunu unutmayıp, Hased ve kıskançlığı kapımızdan kovacağız.Benlikten çıkın ve biz olmaya çalışacağız inşallah…”
AKMER marş ve ezgi grubunun seslendirdiği parçalarla devam eden program yapılan dua ile sona erdi.
Yoğun ilginin olduğu programda, Bangladeş yönetimi tarafından idam edilen Cemaat-i İslami'nin liderliğini yapan Motiur Rahman Nizami’nin şehadeti tebrik edilerek vasiyetindeki vurgular gündeme getirildi.
Sunuculuğunu Bülent Kılıç’ın yaptığı program, Kur’an’ı Kerim’den Rabbimizin ayetlerinin okuması ve okunan ayetlerin mealinin aktarılması ile başladı. Program’da Kur'an'ı Kerim'i Erkam Bekki okudu.
Programın açılış konuşmasını Aksa İlim ve Davet Merkezi AKMER yönetimi adına Ahmet Uslu gerçekleştirdi.
Ahmet Uslu konuşmasında şunları söyledi:
“8 yıl önce tohumları ekilen çalışmamız, 2010 yılının Haziran ayında kurumsallaşma sürecinin ilk adımlarını atmış, Toplumsal Dönüşümün Gerçekleşeceği İlim ve Davet Merkezlerinin sorumlu fertlerini yetiştirmeyi kendi görev bilmişti…
Bu sevda ve bu heyecanla yürütülen ilmi çabalar, her biri SORUMLU, FEDAKAR, SADIK, CÖMERT, GÜZEL AHLAKLI ve ALİM bireylerin yetişebileceği bir zemini inşa edebilmek üzere gerçekleştirildi.
Böyle yüce bir hedefe ulaşıldığını, tam anlamıyla başarı elde edildiğini iddia etmiyoruz; lakin geldiğimiz noktayı da küçümsemiyor ve asla önemsiz görmüyoruz. Çünkü tek bir insanın kurtuluşunun bütün insanlığı kurtarmak gibi olduğunu bizlere öğreten bir Peygamberin ümmetiyiz."
Aksa İlim ve Davet Merkezi olarak bu yüreklere ulaşabilme mücadelesini yoldaki işaretçilerimizden öğrendik diyen Ahmet Uslu, Örnek bir Kur’an Nesli ideali, Asım’ın Nesli sevdasının AKMER gönüllülerinin yürüyüşünde belirleyici olduğunu ifade etti..
Konuşmasında, Bangladeş zalim yönetimi tarafından idam edilen, inşallah şehid olan Rahman Nizaminin vasiyetindeki sözlere de değinen Ahmet Uslu, bu vasiyetteki “Her zaman batılın, zulmün ve haksızlığın karşısında ilmi mücadeleye devam edeceksiniz. Bir mümin asla Allah'tan ümidini kesmez. Hayatınızın sonuna kadar Allah yolunda bir gaye ile görevinizi sürdüreceksiniz.” İfadeleri, durduğumuz yeri, bulunduğumuz hattı korumanın ne kadar önemli olduğunu bizlere göstermiştir dedi.
Ahmet Uslu son 1 yıllık faaliyetlerle ilgili de bilgi verdi:
AKMER çalışmalarının temelini ilim ve davet programlarının oluşturduğunu söyleyen Uslu, Allah’a karşı sorumluluklarının farkına varmış, imani değerlerine bağlı, güzel ahlak sahibi, vasat ve dengeli bireylerin, ancak gelecek adına umut olabileceğinin farkında olarak ilim ve davet merkezlerindeki ilmi çabalara ağırlık verdiklerini belirtti.
Kur’an’ın doğru anlaşılması ve hayatımızda ki etkisinin arttırılması endişesiyle halka açık bir şekilde Tefsir Derslerinin düzenlendiğini hatırlatan Uslu, ayrıca, her bir çalışma bölgesinde, Hz.Peygamber(sas.)’in örnekliğinin doğru bir şekilde anlaşılmasına dönük siyer derslerinin yapılmakta olduğunu vurguladı.
Ahmet Uslu AKMER faaliyetlerini şu cümlelerle özetledi:
“Bu dinin, çağın her döneminde, yeryüzünün tüm coğrafyasında âlimler, Sıddıklar, yiğitler, cömertler, şahidler ve şehidler çıkarabildiğinin aktarımını önemli gördüğümüzden, “Yakın Çağımızda İz Bırakanlar” üst başlığıyla aylık konferanslar tertip ettik. Bu programlarla, Libya, Mısır, Pakistan, Bosna, Amerika ve bölgemizden seçkin şahsiyetlerin hayatlarını öğrenebilme imkânına sahip olduk.
Geçtiğimiz dönemle birlikte Yaz Okulu ve Ev Okulu projelerini uygulamaya geçirdik. Fesad kokan bir çağda, evlatlarımızı, çocuklarımızı doğru yetiştirebilmenin derdini taşıyan siz değerli anne ve babaların bizlere verdiği destek, bu konudaki cesaretimizi arttırdı. Çocuklarımız için attığımız bu adım, hamd olsun ki Rabbimizin yardımıyla pek çok bereketler doğurdu. İnşallah, yeni dönemle birlikte, hafta içi 5 gün, 4-6 yaş okul öncesi çocuklarımızın öğrenimine dönük faaliyet verecek yeni ilim yuvamızın açılışını da gerçekleştireceğiz.
Paylaşmanın önemini biliyor ve onun gerekliliğine inanıyoruz. Bu paylaşımı, en yakınlarımızdan başlayarak yürütmemiz gerektiğinin de farkındayız. Bu sebeple çeşitli dönem ve vesilelerle yakın çevremizden başlayarak hayır yolunda paylaşma ahlakının gereğini yerine getirmeye çalıştık. Çevremiz, komşularımızla başlayan bu bölüşümü, şiddetin mağduru olarak kendi bölgelerinde muhacir hale gelen “Sur-Diyarbakır” halkı içinde göstermeye çalıştık.
Ümmet bilincimiz gereği, savaşın mağduru olan Suriyeli kardeşlerimize, Siyonist israil’in kuşatmasıyla yıllardır ambargo altında bulunan Gazzeli kardeşlerimize, son depremle büyük bir imtihandan geçen Pakistanlı-Afganistanlı kardeşlerimize elimizi uzattık ve sizlerin ellerini onlarla buluşturduk.”
Ahmet Uslu konuşmasını,“Bizler; Rabbimize, önümüzü açtığı, yolumuzu aydınlattığı için hamd ediyoruz. Ve O’ndan daima, yardımını hak edecek bir inancı, duruşu, ahlakı taşıyabilmemiz için, sabır ve kararlılık niyaz ediyoruz.” duasıyla sonlandırdı.
Ahmet Uslu’nun konuşmasının ardından yeni faaliyet geçen AKMER TV. Projesi ile ilgili Mete Açıkgöz kısa bir bilgilendirme sunumu gerçekleştirdi.
AKMER’in son 1 yıllık faaliyetlerinin yer aldığı Sinevizyon gösterisiyle devam eden programda daha sonra, İstanbul Ferahevler’de hizmet veren Ferah-Der’in çalışmalarına öncülük eden Zekeriya Çelik hoca bir konuşma gerçekleştirdi.
Allah yolunda iyiliği emreden kötülükten sakındıran toplulukların seçilmiş birer topluluk olduğunu söyleyen Zekeriya Çelik, “Allah'ın bize ihtiyacı yoktur, bizim Allah'a ihtiyacımız vardır. Bu dinin bize ihtiyacı yok, bizim bu dine ihtiyacımız vardır. Bu dine giren izzet kazanır, bu din bizimle izzet kazanmaz”sözleriyle dinleyenleri düşünmeye davet etti.
Zekeriya Çelik, Maide suresi 54. Ayeti üzerinden devam ettirdiği konuşmasında, “eğer siz bu imanın kıymetini bilmez, görevlerinizi ihmal ederseniz, şımarırsanız Allah sizi gönderir ve örnek bir topluluk yaratmasını bilir. Şu an buradaysak bu bir nimettir, seçilmişliğimizin bir göstergesidir. Lütfen kıymetini bilelim. Eğer kıymet bilmezsek Allah bizi çekip alır ve yeni bir topluluk yaratır ki O topluluk, Allah'ı sever, Allah'da Onları sever. Onlar kendi aralarında merhametlidir. Bütün Müslümanlara karşı merhametlidir, naziktir. Tüm Müslümanları kucaklamayı tercih ederler. Ama zalimlere karşı izzetli ve şerefli bir duruşu tercih ederler. Allah yolunda cihad eder, koşar, koştururlar. Onlar kınayıcının kınamasından korkmazlar. Elalem ne der diye düşünmezler. Gözlerini Allah'a dikmiş işlerini yerine getirmeye odaklanmışlardır. Bu Allah'ın bu lütfudur.” dedi.
Çelik konuşmasına “Kaç kişiyiz diye düşünmeyin. Bu nimetin tadına varın. Allah adına ihmallerin olduğu bir ortamda vererek yükselmenin kıymetini edinin. İşleri, yükü tek omuza yaslamayın. Yük ne kadar omuzlara bölüşülürse o kadar kolay taşınır. Asla bir kaç kişiye devredilemez devredilmemelidir.” cümleleriyle son verdi.
AKMER ev okulu öğrencilerinin düşündürücü mesajlar içeren gösterilerinin ardından Aksa İlim ve Davet Merkezi AKMER’in çalışmalarına rehberlik yapan yazar Hamza Er, bir konuşma gerçekleştirdi.
“Bizleri biraraya getiren, bizleri kardeş kılan, bizleri omuz omuza kendi yolunda hayırlı, Salih ameller yapmak için toplayan, çaresizlikler içerisinden, bilinmezliklerin girdabında boğulmuş insanların arasından bizleri seçip çıkartan, sorumluluk şuuru veren, dava bilinci ile bizleri şereflendiren Allah’a Hamd olsun”sözleriyle konuşmasına başlayan Hamza Er, ağıtlar yakmak, içerisinde bulunduğumuz halden yakınmak için buraya çıkmadığını, karşı karşıya kaldığımız zor koşullardan şikayet edip, sitem edici cümleler de sarf etmeyeceğini ifade etti.
Sürekli, ölüm, işkence ve yozlaşma tablolarını ortaya döküp, kimilerinin gözünü yaşlandırıp kimilerini de tepkisel davranışlara itecek bir hale getirmeye de niyetinin olmadığını söyleyen Hamza Er, asıl konuşulması gerekenin kendi imtihanını yaşayan bizlerin böyle bir zeminde nasıl bir tavrın içerisinde bulunmamız gerektiğini sorgulamak olduğunu belirtti.
Peşinci insanın uzun soluklu mücadele çabalardan kaçındığını, 5-10- 20 yıl sonra ürünlerini anca alabilecekleri sağlıklı bir çalışma, hareket için adım atmadıklarını vurgulayan Er, “böylece ya güç ve iktidar sahibi olanların kontrolüne girerek, onlara yakın olarak kısa sürede bir şeyler elde edebileceği vehmine kapılanlar ya da bir düğmeye basıp patlamakla cennete girmek gibi algı yanılmaları yaşayanlar ortaya çıkıyor” dedi.
Bu sürecin böyle akıp gitmemesi gerektiğinin altını çizen Hamza Er, ateşli silahların verdiği zayiattan daha fazlasını –bilinç-düşünce-tavır-eylem—yanılgıları yaşayarak, işlevsizleştirilerek vermekte olunduğunu söyledi.
Hamza Er daha sonra konuşmasında şunları söyledi;“Tevhid inancına tam bağlı, ilkelerinden asla sapmayan, batılın çirkefliğine karşı (elbisesini) kimliğini, namusunu temiz tutan, izzetli ve bir o kadar merhametli, insanlığın bulunduğu hal için dertlenen, hüzünlenen, onlar bilmiyorlar hassasiyeti gösteren, düşmanla karşılaştığında ise izzetli ve güçlü olan Bir Neslin inşası için çalışmalıyız. Büyük devletlerde yaşanmayanları, yaşanamayanları halkamızda, halkalarımızda başarabilmeliyiz. İnsanların imrenerek baktığı, içine dahil olmayı arzuladığı örnek bir Müslüman topluluk olabilmeyi başarmalıyız. İşte biz bunun için yola çıktık.”
Akidesi Tevhid olan, ibadetlere düşkün olan, ahlakı yüce olan bir medeniyetin inşası için var olduklarını söyleyen Hamza Er konuşmasını şu vurgularla sonlandırdı;İddiamız büyük, o zaman zorluklar anında dağılmayacak, şikayet etmeyecek ve terk etmeyeceğiz. Dağ gibi yaslanacak, sahip çıkacak fertler, eşler olacağız… Hayatı – Allahı-Ahireti ciddiye alacağız. Ağız, mide, şehvet, hırs tutkuları üzerine bina edilecek bir ömrün peşine düşmeyeceğiz.Cömert olup, İkram edeceğiz, hediyeleşeceğiz. Kardeşlerimizin farklı yetenekleri, özellik ve kabiliyetlerinin birer rahmet olduğunu unutmayıp, Hased ve kıskançlığı kapımızdan kovacağız.Benlikten çıkın ve biz olmaya çalışacağız inşallah…”
AKMER marş ve ezgi grubunun seslendirdiği parçalarla devam eden program yapılan dua ile sona erdi.