Berkinler sürekli kurban ediliyor

Hamza ER


Berkinler sürekli kurban ediliyor 16.Haziran.2013 tarihinde polislerce başından gaz fişeği ile vurulan Berkin Elvan henüz 14 yaşındaydı. Bu olayın yaşanmasından 269 gün sonra hayatını kaybetti.

Çok şey söylendi, senaryolar yazıldı. Evinin 2 sokak ötesinde ekmek almaya giderken mi vurulmuştu, yoksa elinde sapanı, yüzü kapalı bir şeklide polise taş atarken Taksim civarında mı? Ne fark ederdi ki oysa… Bir canı daha kaybetmiştik; güç savaşı veren ilahlara bir kurban daha verilmişti.

Her darbe öncesinde gençleri kamplaştıran, “sen şusun, öbürü bu, tamam mı?” diyerek birbirlerine kurşun sıktıran ve arkasından ellerini ovuşturan zihniyet 80 öncesi ölen yüzlerce genci çok mu umursuyordu?

Veya Doğu’da süregelen 30 yıllık kirli savaşta ölen on binlerce gencin akıbetini, ailelerini düşünen birileri mi vardı sanıyorsunuz?

Polis panzerlerinin önüne itilerek havai fişek ve taş attırılan çocuklar, gelinliğini giymeyi düşünmeden, gelecek planlarını kuramadan dağa çıkarılan gençler ve karşı tarafta uzun konvoylarla bayraklarla uğurlanan 19-20 yaşlarındaki karşıtları, safları farklı da olsa aynı oyunun ortak kurbanları değil miydi?

Çatışma ortamını körükleyen, kaos ve kargaşadan nemalanan kesimlerin “birkaç kişi ölürse o zaman daha iyi olacak” temennileri ile bir hayvan ölüsü kadar değer verilmeyen bu çocuklarımız zalim bir düzenin kurbanı değil de nedir?

Bugün, düşünmeyen, düşünmeleri engellenen, gerek eğitim sistemi gerekse toplum baskısı ile Allah’ın dini ile tüm bağları kopartılan bu genç bedenler üzerinden hesaplarını yapan kanemici alçakların oyunlarını fark etmeden, cenaze tercihinde bulunulduğuna şahit oluyoruz.

O tabutların içerisindeki kurbanların kimliklerine göre destek veya eleştirilerini yöneltenler düştükleri zelil durumu ne zaman fark edecekler. Cenazelerin zılgıtla, tekbirlerle veya “Ya Allah Bismillah” sloganlarıyla kaldırılmasının ne önemi var. Bu gün Alevi aileden Berkin, yarın milliyetçi duygularla öne sürülen bir başkası… Lâik, Kemalist, Faşist sistemin kurbanları…

En doğru sözle, Allah’ın diniyle, İslam’la buluşamadan, Kitabının kapağını açamadan can veren evlatlarımız… Yaratılış gayesini, sorumluluklarını fark edemeden yitirdiklerimiz…

Bunların ahiretteki akıbetlerini konuşmuyorum ben… Gerek ikna edilmiş olsun, gerek çocukça duygularla öne atılmış olsun, bilinçli bir tercihle imtihanı kaybetmiş olsun, bilinçsiz buluğ döneminin şuursuzluğuyla Allah’ın huzuruna çıkmış olsun… Her ne olursa olsun bunların birer kurban olduğu anlayışı değişmez.

Kurban sadece can veren değildir. Bizim inancımızda Hâk yolda can vermek bir nimettir. Kurban, şuursuzluk haliyle dünyasını inşa edemeden, ahiretine bir şey sunamadan verdiğimiz kayıplarımızdır.

İdeolojik hesaplar uğruna öne itilen, can veren gençler, modern, tüketim kültürüne özenerek zenginlik hayaliyle gayri meşru yollarda heba olan ömürler, okul kapılarında uyuşturucu maddelere rahatlıkla ulaştırılarak zihinleri, bedenleri çürütülen öğrenciler, sadece haz ve şehvet duygularına indirgenmiş hayvani bir yaşamın kendilerine idealize edildiği evlatlarımız… İşte bunların hepsi bizim anlayışımıza göre birer kurbandır.

“De ki: "Şüphesiz benim namazım, ibadetlerim, dirimim ve ölümüm âlemlerin Rabbi olan Allah'ındır." (6/En’am 162) anlayışına sahip olamadan yitirilen her can birer kurbandır.

Emperyalistlerin ve işbirlikçi diktatörlerin, Suriye’de, Afganistan’da, Filistin’de, Doğu Türkistan’da, Irak’ta katlettiği ve en temel ihtiyaçlardan mahrum bıraktığı evlatlarımız birer kurbandır.

Ve bizler bu kurbanların hepsiyle dertlenir, hüzünleniriz.

Bugün “Esma’ya, Suriyeli, Gazzeli çocuklara ağlayıp Berkin’e ağlanmıyor” yaklaşımıyla “bizim ölülerimiz ve başkasının ölüsü” ayrımı yapan vicdan yoksunlarıyla, “Suriyeliye, Gazzeliye ağlamayanlar Berkine ağlıyor, onun elinde sapan vardı yüzü kapalıydı kardeşim” diyerek ölümler arasında tercihler-mukayeseler gündeme getirenlerin insanlığa sunacakları hiçbir değerin kalmadığı artık görülmelidir.

Berkin Elvan gibi, Burak Can gibi tüm dünyanın evlatlarının, gençlerinin hayatlarına kastedenleri lanetleyebildiğimiz gün bir şeylerin değişmeye başladığını herhalde görebileceğiz.